29 Haziran 2009 Pazartesi

SERZENİŞ

HEP KALMAK İSTERİM;BİR SONBAHAR AĞACININ TEPESİNDE,HIRÇIN RÜZGARA İNAT,DÜŞMEYEN SARI YAPRAK MİSALİ.

HEP KALMAK İSTERİM;GÖZPINARLARINDAN DÜŞMEMEK İÇİN İNATLAŞAN,SAKLI YAŞLAR MİSALİ

HEP KALMAK İSTERİM;DİLİNİN UCUNA GELİPDE BİR ANDA DÜŞÜVERECEKMİŞ GİBİ ORAYA HAPSOLAN

HEP KALMAK İSTERİM;BİTMESİNİ HİÇ İSTEMEDİĞİM RUHUMDAKİ MELODİLERİN BİR TÜRLÜ BULUŞAMADIĞI EŞSİZ NOTALAR MİSALİ..

HEP KALMAK İSTERİM,

HEP KALMAK İSTERİM,

ÇÜNKÜ;

GİTMEK YÜREK İSTER,GÜÇ İSTER,

GİTMEK CESARET VE USTALIK İSTER

BİLİNMEZLİĞE,GÖRÜNMEZLİĞE YOLCULUK

VEFASIZLIK İSTER. (24.02.09)
Onu da kaybettik,dönüşü olmayan bir yolculuğa çıktı..Tanrının vaadi insanlığa ''her canlı ölümü tadacak.''Kim olursan ol,ne olursan ol,öleceksin!Dünyanın adeta taptığı yıldız içler acısı durumda terkediyor dünyayı,öyle ki;son bir umut olsun diye yapılan kalp masajı kaburgalarından birkaçının kırılma sebebi oluyor.midesinde sadece ilaç kalıntıları bulunabiliyor,ilk otopsiden sonuç alınamayacak kadar deforme olmuş bir vücut,burun kemiği erimiş ,vücudunda morluklar var..beden inanılamayacak kadar,bir müzik ilahına yakıştıramayacağınız kadar harab..ya ruhu?! öylesine büyük acılar içinde olmalıydı ki ruhu bedenindeki acıları dindirmeye yetmemiş aldığı ilaçlar.çünkü ruhun acısını dindirebilecek bir ilaç henüz bulunamamıştır tıp alimleri tarafından!En iyisinden uyuturlar,hafiften uyuştururlar,geçti sanırsın,tam dönerken yeniden kaldığın yerden başlamaya,aldandığının farkına varırsın..milyonlarca insan tarafından tanınmak ve sevilmek yetmedi belliki onu mutlu etmeye ya da huzurlu kılmaya..zor zanaattır yaşamak aslında.Para,şöhret,kalıcı bir huzur getirmiyor insana.Travmalarımızı yok sayamayız,onlarla yüzleşerek nedenlerini,sonuçlarını irdeleyebilmeliyiz.Affedebilmeliyiz kendimizi!kendimiz için yapmadığımız her iyi şey için,kendimize ayırmadığımız her güzel zaman için,kendimize söylediğimiz tüm yalanlar için,olumsuz olduğuna inandığımız ve düzeltmeye çalışmadığımız her durum için,zaman zaman kendimize yaptığımız haksızlıklar için affedebilmeliyiz kendimizi.Önce kendimizi affederek başlamalıyız onarmaya travmalarımızı..Ah keşke hayata daha bağlı olsaydı Michael Jackson..Daha çok sevseydi kendisini ve bedenini..o bizim gençlik yıllarımızın ilahıydı,onu böyle uğurlamak üzücü gerçekten,umarım tüm acıları dinmiştir.Bedeni aramızdan ayrıldı .Ruhlar dünyası onu nasıl karşıladı acaba?Dilerim orada dindirebilir acılarını!Bize sevdirdiği müzik,dans,siyah insan aşkına..

23 Haziran 2009 Salı

VURDUĞUM BİR KİLİT SENSİZ KALBİME
AÇAMAZ HİÇBİR SÖZ,ÇABALAR BOŞA
ÇARELER TÜKENDİ,UMUTLAR YİTİK
GÖRDÜĞÜM BİR DÜŞTÜ,AĞITLAR BOŞA


BİLDİĞİM NAMELER TERKETTİ BENİ
AKLIMDAN SİLİNDİ TÜM KELİMELER
ANLADIM YANDIĞIM TÜM O GECELER
AÇTIĞIM AVUÇLAR,DUALAR BOŞA


VAKİTSİZ KAPILDI GÖNLÜM AŞKINA
BİR BAKIŞIN YAKTI,DÜŞTÜM PEŞİNE
YAZIKKİ KADERDE YAZMADIN İŞTE
VAZGEÇTİM SEBEPSİZ YANDIĞIM BOŞA


BİR DİLEK TUTMUŞTUM YILDIZ KAYARKEN
AY DOLUNAYDI SENİ DÜŞLERKEN
BİR YUDUMDA İÇMİŞİM FARKETMEDEN BEN
SARHOŞ OLMAZ HİÇ GÖNLÜM,KADEHLER BOŞA



DERYA GÜROL KARAKAŞ

KADERDE NE OLA Kİ...

Bitmeyen bir kabus ruhumun yalnızlığı,açılmayan başak taneleri gibi,mevsimin geçmesine az kalmış,çığlıkların uğultusu boğuyor utangaçlığımı.Bir kader bu kaderim bu diye sızlanıp duruyorum saçma sapan düşlerin kucağında.Aykırı düşüncelerim kimi zaman eziyor benliğimi..hele korkularım,onlar çevrelemiş kanserli hücreler gibi karar odasını beynimin.ilaç yetmez,ışın iyileştiremez,kaybediyorum bir bir hücrelerimi,sessiz,siyah,soğuk bir düş tarlasında..
Dualara sığınmak,hayallere kapılmak,geçmişi anımsamak yaşlanamayan gözlerle..ilk gençlik yıllarına dönebilmek sadece hayallerde..ne acı,geçmişte hayallerde,gelecekte!
Düşlerimizde yaşattığımız unutamadığımız geçmiş günleri biz yaşadık,farketmeden bu günleri hazırladık kendimize.sinsi bir ''hayatta başarılar ''cümlesi dolanmıştı dilimize, tüm günlüklerde,hatıra defterlerinde ''hayatta başarılar ya da mutluluklar ''diliyorduk birbirimize. O hatıra defterleri hala var mı?Okul sıralarında yazılıyorlar mı acaba?Nasıl anlatır bize saflığımızı,hayata tekdüze yaklaştığımızı.oysa yalandır(biraz acımasızca gelebilir bu)gerçek dışıdır hayal ettiklerimiz ve olmasını istediklerimiz.Kimimiz avukat olmak istedi,kimimiz gazeteci,kimimiz öğretmen..bazılarımız için hayat istediği gibi şekillendi,bazılarımız içinse kördüğme dönüştü.Meslek erbabı olmakla insan olmak arasında sıkışıp kaldık elbette zaman zaman.Eksik yanlarını tamamlayamadık ruhumuzun,eksildikçe eksildi bazen şevkimiz..hayattan usandık kimi zaman,bir dost sesiyle de kendimize geldik..gençlik yıllarımızda bıraktık düşlerimizi...bugünü ancak yeni yeni anlamaya başladık.yarının bugün olduğunu yeni yeni anlıyorum.yarın gerçekten bugünmüş aslında.Dünlerimiz için yapabileceğimiz birşey yok artık anmaktan başka.yarınlar için yapabileceğimiz en iyi şey bugünü yaşamaktır.pişmanlık duymadan,sağlıklı olmaya özen göstererek,incitmeden.Ne acı yarınlarımızı da hep düşlüyoruz geçmiş gibi hayatta..oysa hayat akıyor..

21 Haziran 2009 Pazar

BİR IŞIK

Sayısız şiirler,yazılar vardır düşlere dair,hep bir gerçeklikle sonlanır ya da dağılır gider. Bir balondur aslında düşler tek renktir,düşleyenin aklından geçen renktir elindeki balonun rengi.Bazen renkli düşlerden bahsedilir ancak hiç rengarenk bir balon görmedim daha..bence tek renktir onlar,kuranın elindeki balon ne renkse o renktedir işte..aslında öyle yalın ve öyle de yakındır.düş kurmak kolaydır ve zor olan ona sahip çıkmaktır,bıkmadan sabırla ona ulaşmaya çalışmak,gerçekleşmesini sağlamak için çırpınmaktır zorlayan insanı..dağları delmek Ferhat'ın harcı olamazdı herhalde düşlerinde Şirine kavuşmak olmasaydı ve vazgeçseydi Ferhat aşkından Ferhat olamazdı bugünün destansı aşk kahramanı...
Düş kahramanlarına bel bağlamak yerine düşlerimizin kahramanı olmayı nasıl başarabiliriz?Kurduğumuz düşlerin hatta gerçekleşen düşlerimizin kahramanı olmayı nasıl başarabiliriz?
Hayatımızın bir parçası olabilir mi düş kahramanlıklarımız?Gerçekleşmiş düşler için belki!Ah ya gerçekleşemeyenler ne olacak?Hep bir yanımızda sinsice varolacaklar ve başarısızlıklarımızın temel taşlarına mı dönüşecekler?
Tüm başarı öykülerinin altında düşleri yatar kahraman insanların,asla vazgeçmedikleri gerçekleşenedek canla başla çırpındıkları düşleri..ve başarısız insanların çoğunlukla düşleri dahi olmamıştır aslında,ki; tutkuyla onun peşinden koşabilsinler!
sayısız başarı hikayeleri var,hemen hemen hergün bir yerlerde karşımıza çıkıyorlar,hikayelerini anlatıyorlar,birazda başarmış olmanın verdiği uklalıkla dinleyenlerin birşeyler öğrenmesini bekliyorlar..Biraz kıskanılmayı,pohpohlanmayı,alkışlanmayı ve takdir edilmeyi bekliyorlar herhalde...ya da hiçbiririsi!Bilmek isterim!Hayata 1-0 yenik başlamak,ya da önde başlamak,nedir insanları böyle başarı yada başarısızlığa iten zor zamanlar,zor kararlar,şanslar ya da şanssızlıklar...Tüh(!)ler,keşkeler,kahretsinler bu ve bunun gibi pişmanlık cümleleriyle biten hikayelerinizin sonunu değil,başlangıcını merak ediyorum.Son belli,en yakınınızdaki okulda,hastanede,belediyede,biryerlerde,oysa siz neredesiniz?nerede olmak istemiştiniz?OLMADI(!)Bense başarısızlık öykülerini merak ederim,başarı öyküleri heryerde çünkü...hiçbirisi kararlarınızda etkili olamıyor,hiçbirisi gerçek hayatınızda yol göstermiyor,gösteremiyor çünkü;karar verme koşullarınız eşit olamıyor! Bazen kader diyoruz geçiyoruz,bazen alın yazısı,yanlışlarımızın,eksiklerimizin kamuflajı bu.Evet başarı öyküleri heryerde,bense başarısızlıklarımı anlatmak istiyorum.çünkü hiçbir başarı öyküsü bana ilham vermedi ve vermiyor!Hiçbir öykü beni heyecanlandırmıyor ve hiçbirisi ışığım olamıyor!